Mağazadan alışveriş yapmak online alışverişten daha ucuz ve pratik olabilir mi?


Geçmişten günümüze toplumların kendine has alışveriş kültürleri vardı. Ancak internetin keşfi ile gelen yeni düzende tüm dünya kısa bir zaman dilimi içinde batı toplumlarının alışveriş kültürünü benimseyerek, yeni bir döneme girdi.

Çılgın indirim kampanyaları, tüm ürünlere kolay erişim imkanı ve bankaların da uygun kredileri ile insanları sürekli yeni şeyler almaya ikna etmeleri, günümüzde yeni kavramların da ortaya çıkmasına neden oldu. 

Dünya genelinde "Black Friday" adıyla ABD merkezli olarak başlayan çılgınlık günümüzde tıp literatürüne de girmeyi başaran "oniomania" kavramının doğuşuna neden oldu.

Kısaca "alışveriş bağımlılığı" olarak tanımlanan bu kavram, insanların ihtiyaçları dışında birçok gereksiz ürünü satın almak için diğer insanlar ile adeta bir yarış içine girmesini de kapsıyor.

Türkiye'de ise durum farksız değil. Milyonlarca kişi kasım ayı indirimleri adı altında, özellikle internetin de yardımıyla, birçok ürüne 'ihtiyacı olduğu' şeklinde manipüle edilmeye devam ediyor. 


Alışveriş çılgınlığının atası Black Friday 

Amerika Birleşik Devletleri'nde ortaya çıkan "Black Friday" kavramı kısa zamanda tüm dünyada farklı şekilde tezahür etti.

Özellikle batı toplumlarının tüketim alışkanlarının yeni nesil kültür araçları ile empoze edilmesine bağlı olarak ortaya çıkan birçok kavram, Türkiye'de de etkilerini yoğun bir şekilde etkisini göstermeye devam ediyor. 

"Kara Cuma" olarak dilimize geçen "Black Friday", temelde ABD'de Şükran Günü sonrasında takip eden ilk cuma günü için kullanılan bir tabir.

1932 yılından başlayarak günümüze kadar farklı bir formda ulaşmayı başaran bu kavram, bizim kültürümüzde de bayram öncesi alışverişe benzer şekilde arefe günü yapılan alışverişlere benzemektedir.

Noel alışveriş sezonunun başlangıcı olarak kabul edilen bu günde, dev firmaların büyük indirimleri, alışveriş yoğunluğu ve geç saatlere kadar alışveriş imkanlarının sunulması yeni bir tüketim toplumu yaratılmasında etkili oldu. 


İndirim çılgınlığı tüm dünyayı etkisi altına alıyor 

Black Friday (Kara Cuma) tüm dünyada ABD'nin kültür emperyalizmi ile adeta kelebek etkisi yarattı.

Büyük indirimlere karşı insanların adeta birbiri ile ölümüne yarıştığı yeni sistem, günümüzde Türkiye başta olmak üzere tüm dünyada etkilerini gösteriyor. 

Gelişmekte olan ülkelere bakıldığında ise, dar ve düşük gelirli kesimlerde bu tip indirim kampanyalarına karşı ilginin toplum nezdinde çok daha geniş olduğu görünmektedir.

Ülkemizde de son yıllarda ciddi bir piyasa yaratmayı başaran e-ticaret sistemleri, ciddi bir kitlenin alışveriş yapma konusunda manipüle edilmesine neden oluyor. 

"Kara Cuma" ile başlayıp ülkemizde "Efsane Cuma", "Kasım İndirimleri" vb. gibi kavramlar ile etkisini gösteren tüketim çılgınlığı, ayrıca birçok araştırmaya göre bireylerde ciddi psikolojik hasarlara da neden oluyor. 


Sosyal medya ve internet tüketim alışkanlıkları değiştirdi

İnternetin keşfi ve dünyada yaygın biçimde kullanımı birçok yeni alışkanlığın kazanılmasında etkili oldu.

Web 2.0 sonrasında inşa edilen yeni dünyada sosyal medya ise tüketim alışkanlıkları üzerinde ciddi etkiler hatta hasarlar bıraktı.

Sosyal medya kullanımının 7'den 70'e kadar her kesimden insanın hayatına girmesinin ardından, kişiye özel reklamlar, kampanyalar ve kişisel veriler ışığında hazırlanan yeni tip tüketim yönlendirmeleri ülkelerin tüketim alışkanlarının değişmesine neden oldu. 

E-ticaret platformları ise sosyal medya ve internetin bu gücünü keşfetmesinin ardından, doğrudan hedef kitle için özel reklamlarla toplumu değil; direkt bireyi hedef almaya başladı.

Bu gelişmeler ise ister istemez internet ve sosyal medya araçlarının web 2.0 devrimi ile gelen yeni bir tüketim çılgınlığı yaratması sağlandı. 


Çağımızın hastalığı alışveriş bağımlılığı

Dilimize alışveriş bağımlılığı olarak geçen ve literatürde oniomania olarak yer alan ifade, temelde "Compulsive Buying Disorder"; yani "satın alma bozukluğu" olarak tanımlanmaktadır.

Günümüzde gelişen teknolojiler ile ortaya çıkan bireysel alışveriş odaklanmaları, kişilerin ihtiyacı dışında hemen hemen her gün yeni bir şeyler satın almaya teşvik ediyor.

Tıpkı alkol, sigara ve uyuşturucu bağımlılığı ile eşdeğer görünen bu bağımlılık, bireylerde ciddi maddi yetersizlik, depresyon ve bunun sonucu olarak intihar eğilimi olarak çeşitli hasarlara neden olmaktadır. 

Çağımızın hastalıklarından biri olarak öne çıkan bu kavram, bireyin sürekli olarak sahip olma isteğini kontrol edememesinden beslenerek, yeni ürünler satın almaya ikna ediyor.

Konuya ilişkin yapılan bilimsel çalışmalarda söz konusu hastalığın 16 ve 30 yaş arasında yaygın görüldüğü ve kadınlarda daha sık gözlemlendiği ifade ediliyor. 


Türkiye'de alışveriş bağımlılığı giderek artıyor 

Alışveriş bağımlılığının ortaya çıkmasında en önemli etkenlerden biri haz ve mutluluktur.

Özellikle bireyselleşmenin bir getirisi olarak depresyonun artması ve sosyal medya araçlarının da kişilerde depresyona neden olduğunun kanıtlanmasına bağlı olarak, hedonizmin bu bağımlılıkta en büyük etken olduğu düşünülmektedir. 

Türkiye'de ise alışveriş bağımlılığını iki ayrı dönemde incelemek mümkün.

Tüm dünyada benzer ayrımlar yapılabilir, ancak Türkiye için pandemi öncesi ve sonrası dönemlerde yapılacak incelemeler sorunun kaynağını gözler önüne serecektir. 

Online alışveriş ile kolayca kişilerin istediği ürüne ulaşması aynı zamanda mutluluğu da getirmektedir.

Satın almaya devam ettikçe kişinin kendini mutlu hissetmesi ve daha çok şey satın alması ise bağımlılığa yol açarak, kişileri bir çeşit mutluluk bağımlısına dönüştürmektedir.

Ülkemizde ise pandemi ile gelen süreçte ise bağımlılık oranlarında ciddi bir artış yaşandığı görülmektedir. 


Pandemi sonrası tüketim alışkanlıkları değişti 

Çin'den başlayarak dünyayı kısa sürede etkisi altına alan ve son 2 yıldır gündelik hayatı kökünden değiştiren Kovid-19 salgını, tüketim alışkanlıklarının da değişmesine neden oldu.

Türkiye'de özellikle pandemi döneminde e-ticaret sektöründe yüzde 66'nın üzerinde bir büyüme kaydedildiği ifade ediliyor.

Büyük e-ticaret markaları tarafından gerek konvansiyonel medya araçları gerek dijital araçlar kullanılarak bireylerin sürekli reklamlara maruz bırakması, beraberinde yeni alışkanlıkları da getiriyor. 

Küresel salgının etkilerinin ülkemizde en yoğun göründüğü dönemlerde yapılan araştırmalar göre, kapanma dönemi e-ticaret hacminin nisan ayında 226,2 milyar lira seviyelerine kadar yükselmesine neden olmuştu. 


Tüketim çılgınlığı sadece bireyleri değil tüm yaşamı yok ediyor 

Tüketim çılgınlığının her geçen gün katlanarak artmasına ilişkin bilim insanlarının yaptığı çalışmalar korkutucu sonuçları ortaya çıkardı.

Özellikle Batı toplumlarında çok daha yaygın görülen ve dünya genelinde hızla yayılan bu hastalık, kısa zamanda farklı sorunların ortaya çıkmasında, hatta tüm yaşamın sonuna getirmesinde etken olarak değerlendiriliyor. 

Konuya ilişkin WWF (World Wide Found for Nature) tarafından yapılan araştırma, çılgınlığın boyutlarını ortaya çıkardı.

Söz konusu raporun dikkat çeken en önemli detayında; 2050 yılında, söz konusu çılgınlığın aynı hızla devam etmesi durumunda, canlı yaşamlarının sürdürülmesi için dünya gibi iki gezegene daha ihtiyaç duyulacağı belirtiliyor. 


ABD tüm dünyayı tüketiyor 

WWF tarafından yayımlanan raporda dikkat çeken diğer bir detay ise ABD'nin tek başına Afrika'nın tam 24 katı doğal kaynak tükettiğini ortaya koydu.

Bir ABD vatandaşı baz alınarak yapılan araştırmada, sadece bir ABD vatandaşının İngiliz vatandaşının 2 katı kadar tüketim gerçekleştirdiği bildiriliyor. 

Birçok hayvan türünün de hızla artan tüketim alışkanlıklarına bağlı olarak yok olduğunu ifade eden bilim insanları, bu hızla devam etmesi durumunda post apokaliptik bir dünyanın kısa zaman içinde ortaya çıkacağı yorumlarını güçlendirmiştir. 

Yorumlar